Asiller dururken vekillere iş düzmez, realitesinden yola çıkarak 31 Mart günü elimize geçen imkânı devam ettirmek istiyorsak yüreğimizdekini yüksek sesle dillendirmemiz gerektiğine inanıyorum.
Hakkı ve hakikati söylemesi gereken insanın susması, onu ve içinde yaşadığı toplumu yanlışa, zillete düşürür ve zayıf, âciz ve itibarsız bir kişiliğe dönüştürür.
Seçimler 5 yılda bir yapılıyor diye meydanı boş bırakmamak gerekir. Hakkı, haklıyı, doğruyu, sadakati, adaleti yeryüzünde hâkim kılmak istiyorsak namuslulara, en az namussuzlar kadar cesaret yüklemek gerekir.
Fani bir dünyada yaşıyoruz; korkunun ecele faydası yoktur! Başımızı kumdan çıkarmanın, yanlışa yanlış demenin, hayâsızca yapılan akınların karşısında siper olmanın tam zamanındayız.
Başımıza musallat olan kibir abidelerini, haramzadeleri, uçkur düşkünü zanileri alaşağı etmek istiyorsak konuşmak zorundayız.
Belanın, musibetin, zulmün, yoksulluğun, yolsuzluğun, fuhşun ve karanlıkların daha katmerlisini yaşamak istemiyorsak konuşmak zorundayız.
İnsan, gücü imkânı nispetinde yanlışlara karşı koymakla, yanlışlıkları hataları haykırmakla, doğru bildiklerini söylemekle anlatmakla bilmeyenlere öğretmekle yükümlüdür…
Bakın, bugün elimizde imkân var yarın olmayabilir ya da geç kalabiliriz.
Helak olmadan ya da helaka sebebiyet vermeden “iyiliği emredip, kötülüğü kaldırmak” zorundayız. O yüzden konuşun, konuşalım, konuşturalım…
Hakk’ın ve adaletin tecellisi için bu yazının altına düşüncelerinizi, fikirlerinizi, öngörülerinizi, gördüğünüz yanlışları, düzeltmek istediklerinizi, olması gerekenleri toplumsal bir bakış açısıyla yazın, eteğinizde kaç taş varsa dökün…
Malik bin Nebi’nin dediği gibi “Susma!.. Hakkı söylemeye devam et. Ağzına gem vurduğun anda, sırtına eyer vururlar.”
İNSAN;
Hakkı söylemek ve haykırmak adına susmamalıdır…
Adaletsizlik karşısında susmamalıdır…
Haksızlık karşısında susmamalıdır…
Zulüm karşısında susmamalıdır…
Hele de; kul hakkı yiyip yediren, liyakatsiz sadakatsiz, arsız haksız, hukuksuz, beceriksiz, kibir sahibi zorbalara karşı hiç ama hiç susmamalıdır….
Ortak akılda birleşerek voltran yapıp kamuoyu oluşturulmalı.
Sözün özü;
“Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim, Îmân 78. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 11; Nesâî, Îmân 17)