6 Şubat depremlerinde işyeri yıkılınca konteynerde mesleğini sürdüren 45 yıllık saat tamir ustası Mehmet Üzmez, teknolojinin mesleklerini çok etkilediğini ve çırak bulamadıklarından dolayı kendilerinden sonra bu mesleği devam ettirebilecek kimsenin kalmayacağını söyledi.
Güneş saatinden su saatine, kum saatinden köstekli cep saatine, kol saatinden duvar saatine değişik aşamalar geçiren saatler, günümüzde telefon ekranlarına sığacak kadar gelişim gösterdi.
Cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla saat ihtiyacının pek duyulmaması, satıcılar kadar tamir ustalarının da işini etkiledi. Halkın, zamanı saat yerine cep telefonunda bulunan saatten öğrenmesi ve ustaların da çırak bulamaması, saat tamirciliğinin son demlerini yaşamasına sebep oluyor.
Malatya’da 45 yıldır saat tamirciliği yapan Mehmet Üzmez (57), 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinde on binlerce esnaf gibi onun da işyerinin ağır hasar alması sonucu yıkımı gerçekleştirildi.
İşyeri yıkılan Mehmet usta, doğup büyüdüğü şehri terk etmeyip, yılardır aşk ve şevkle yaptığı mesleğini çarşı merkezinde kurulan geçici konteyner çarşıda sürdürüyor.
Üzmez, teknolojinin mesleklerini çok etkilediğini ve çırak bulamadıklarından dolayı kendilerinden sonra bu mesleği devam edebilecek kimsenin kalmayacağını söyledi.
“Depremde işyerim yıkılınca konteynerde hizmet veriyorum”
Mehmet Üzmez
Bu mesleğe 1976 yılında başladığını ve 45 yıldır devam ettiğini belirten Mehmet Üzmez, “45 yıldır bu mesleği devam ettiriyorum. Söğütlü Cami’nin altında iş yerim vardı ama orası da depremden dolayı ağır hasar gördü ve yıktırıldı. Valilik sağ olsun bize bir konteyner verdi. Yaklaşık 5-6 aydır konteynerde işimize devam ediyoruz. Elhamdülillah çok şükür evimize ekmek götürebiliyoruz.” diye konuştu.
“Depremden önce yaklaşık 25 meslektaşım vardı ama şu an 5-10 taneye düştü”
Depremden önce Malatya’da yaklaşık 25 meslektaşının bulunduğunu ancak depremlerde işyerleri yıkılınca çoğunun şehri terk ettiğini ve bu sayının 5-10 kişiye kadar düştüğüne dikkat çeken Mehmet Usta, kendisinin de işyerinin yıkıldığını ancak memleketini terk etmediğini ve terk etmek istemediğini söyledi.
“Bizden sonra bu mesleği yapacak kimse kalmayacak”
Çırak bulamadıklarından yakınan Mehmet Usta, “Ben 10 yaşında dayımın yanına bu mesleğe başladım. On iki yaşında ilkokulu bitirdim. Hem okula gidiyordum hem de çalışıyordum. Şimdi bir çocuk, ortaokulu bitirdi mi 13-14 yaşına geliyor ve bundan dolayı eğitemiyorsun. Tabi teknoloji ilerledi. Cep telefonu tabletler çıkınca artık çocuk seni dinlemiyor. Daha önce ustalar gerektiğinde döverdi, kızardı sesimizi çıkarmazdık. Çünkü anne babamız çocuklarının meslek öğrenmesi için bir ustaya bıraktığında ‘eti senin kemiği benim’ derdi. Bizi bu şekilde işe gönderiyorlardı. Biz de gider işimizi yapardık ama şimdi öyle değil. Artık kendi çocuğuna söz geçiremiyorsun başkasının çocuğu seni nasıl dinlesin. Tabi mesleği öğrenmeye gelen yok. Onlara ‘gidin bu mesleği öğrenin’ diyen de yok. Yani çırak bulamıyoruz. Herhalde böyle devam ederse bu meslekte son nesil biziz. Biz de gittikten sonra bu mesleği yapacak kimse kalmayacak.” dedi.
“Daha önce 10 TL’ye aldığımız bir parça şimdi 180 TL!”
Masa, cep, duvar, kol saati olmak üzere her türlü saat çeşidi tamir ettiğini belirten Üzmez, “Tüm kol ve cep saatlerini, masa ve duvar saatlerinin hepsini tamir ediyoruz. Ama şu anda parça sıkıntısı yaşıyoruz, bulamıyoruz. Daha önce 10 liraya aldığımız bir parçayı bize 5 dolara sayıyorlar o da 180 TL yapıyor. Yani daha önce 10 TL’ye alıp 15 TL’ye taktığım parçayı şimdi 180 TL’ye alacağım kaça takacağım? Müşteri haklı olarak pahalı diyor. Ama biz de pahalı alıyoruz. Gene de çok şükür ekmeğimiz çıkıyor. İnşallah bir an önce işyerlerimiz yapılır, konteynerden işyerlerimize geçeriz.” dileğinde bulundu.
“2 yıl yanında kalfalık yaptım”
Yıllar önce yanında çalıştığı ustası Ömer Meçit’in ziyaretine geldiğini kaydeden Üzmez, “2 yıl yanında kalfalık yaptım. Bugün beni ziyaret etmeye geldi. Ondan çok şey öğrendik ekmeğini yedik. Hakkını helal etmesini diliyorum” dedi.
Ömer Meçit usta ise 86 yaşında olduğunu ve 55 yıl saat tamirciliği mesleğini yaptığını ifade ederek, bu meslekte çok sayıda kalfa ve usta yetiştirdiğini, Mehmet usta da yetiştirdiği ustalardan biri olduğunu ve bugün onu ziyaret etmeye geldiğini söyledi.