Birçok dilde neredeyse bire bir benzer anlamda olan “Batan gemiyi fareler terk eder” ifadesi mevcuttur.
1. *İngilizce*: “Rats desert a sinking ship.”
2. *Almanca*: “Ratten verlassen das sinkende Schiff.
3. *Fransızca*: “Les rats quittent le navire qui coule.
4. *İspanyolca*: “Las ratas abandonan el barco que se hunde.
5. *İtalyanca*: “I topi abbandonano la nave che affonda.
Bu atasözü, bir iş veya durum kötüye gittiğinde en önce çıkar peşinde olan veya sadakatsiz, liyakatsiz, kime uşaklık ettiğini, niçin uşaklık ettiğini, kimin kuklası olduğunu bilmeyen veya bilip de işine öyle geldiği için göz yuman kişilerin ortadan kaybolacağını ifade eder. Bu kişiler, tehlike veya başarısızlık belirtileri ortaya çıkar çıkmaz kaçmayı, başka limanlardaki gemilerin tahıl ambarlarına sığınmayı tercih ederler. Fare bu; esnek omurgalı, kuyruğu girdiği her yere girer derler. Bir yere girdi mi de orada erzak var ise müthiş çoğalırlar, kuzularlar. Hele de ambarın kapısı açık bırakıp, sadık kedilerini de tek tek yok edersen veya bekçi fareyi yaparsan değme farenin haline. Gemi yanarsa fare hemen ortadan kaybolur farenin umurunda mı “yansın gemi, yansın tayfalar.”
Dikkat etmesi gereken, önlem alması gereken ambar sahipleridir. Kim ambarı doldurmuş ise, ambar için çalışmış çabalamış emek vermiş ise tedbirli olması gereken onlardır.
Şimdi gelelim bizim ambarın farelerine…
ABD güneyimizde İsrail uydusu Siyonist bir devlet kurmaya çalışıyor. Taşeronluğunu da bizim ambarın faresi PKK ve YPG yapıyor. ABD Irak’ta yaptığının benzerini Suriye’de de yapacakken Türkiye’nin kararlı tutumu ve güneydeki insanlarımızın, gerçeği gören sağduyulu mütedeyyin Kürtlerin, Arapların, Türkmenlerin verdiği tepki nedeni ile geri adım attı, atmak zorunda kaldı. Uyduruk seçim ertelendi. Yani PKK-YPG faresi yakındır tek kalıp ya açlıktan ölecek ya da başka ambarlara dadanacak.
Bir diğer fare FETÖ terör örgütü tarafında ise; son zamanlarda basında yayınlanan itiraf mektupları “günah çıkartmalar” yenilenme çabaları artmaya başladı. Bu aklımıza acaba ABD FETÖ’yü kullan at mendiller gibi kullanıp atıyor mu yoksa derin dondurucuya mı kaldırıyor düşüncesinin artmasına neden oldu.
Basında çıkan bazı mektuplardaki; sözlerinde samimiler ise; “en iyisini, en doğrusunu şüphesiz Allah bilir.”
Bu pişmanlıkları Keşke;
Kul hakkı yerken,
Haksız yere makam alırken,
Soruları çalarken,
Milletin parasını Amerikalara kaçırırken,
Milletin silahı ile millete ateş ederken,
Yunana helikopterlerimiz ile sığınırken,
Kibir ile kendilerinden başka hiç kimseyi gözleri görmezken,
Dış güçlere ajanlık yaparken,
Ülkenin bölünmesi için PKK-YPG ile iş tutarken,
Dini dindarı mütedeyin insanları sömürürken,
Yüzbinlerce Müslümanı şehit eden, soykırım yapan İsrail’i ABD’yi desteklerken
…vs vs vs
Hatırlasalardı…
Pişmanlık yasası çıktığında pişmanız deyip itirafçı olsalardı. Keşke, yeniden geleceğiz intikam alacağız naraları atmasalardı. Keşke trol orduları ile yüzbinlerce algı operasyonu yapıp halen hainliklerine devam etmeselerdi. Keşke kripto unsurlarını devreye sokmasalardı.
Şimdi samimiyetlerini sorgulamazdık, acıtasyon yapıyorlar, yeniden güçlenme taktikleri veya affedilme çabaları diye şüphemiz olmazdı…
Gören, bilen ALLAH… En doğrusunu en güzelini yüce Mevla’m bilir…