Aslında “Vira Bismillah” ile başlamak isterdim ama ne eylül ayındayız ne de balıkçıyız…
Bugüne kadar birçok basın kuruluşunda görev aldım. Muhabir olarak “çekirdekten” yetiştim. Bir gazetenin mizanpajından, koordinatörlüğüne, yazarlığından genel yayın yönetmenliğine kadar birçok alanında çalıştım.
En son 37 davadan yargılandığım ve 37 davanın tamamını alnımın akıyla beraat ile neticelendirdiğim doğruluk mücadelemden tam da vazgeçmişken, mahallenin “ne yapıyoruz üstadım” baskısı üzerine, “çay koy, yeniden başlıyoruz” deme gereği hissettim…
Yerel seçimlerden önce niyetlenmiştik ancak “seçim projesi” damgasını yememek adına bugünlere bıraktık; vatana, millete hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Burada demagoji yapmadan, kamu ve kamuoyu menfaatinin gözetileceğine sizleri temin ederim. En büyük ve en temel hassasiyetim vatan ve millet olacaktır.
Elbette hatalarımız olabilir; beşeriz. Bu nedenle bütün diyalog yollarını açık bırakıyorum. Üçüncü tarafların da aynı hassasiyeti taşımasını istirham ediyorum. Dört bir tarafımız ateş çemberi. Ortadoğu ve Balkanlar’daki belirsizlik, istikrarsızlık sürüyor.
Dünya siyasetiyle birlikte Türkiye siyaseti de yeniden şekilleniyor. İnsanlık kendini yeniden konumlandırıyor. Marjinalizm, küreselleşmenin evrimini tamamlamasıyla birlikte itibar kaybetmeye devam ediyor. Realizm, küresel dönüşümün sanal çarkları altında eziliyor.
Kendilerini “Z Kuşağı”nda konumlandıranların, Hz. İbrahim’in Rabb’ini aradığı çağa doğru sürüklendiğine tanık oluyoruz. Tüm bu kaotik ortamın içinde mesafe kat etmeye çalışacağız.
Gayret bizden takdir Allah’tandır…
“Kader gayrete aşıktır” gerçekliğinin ışığında “Doğruluk mücadelesinden” vazgeçmeden yeniden başlayabilenlere selam olsun.
Allah razı olsun.