back to top
12.5 C
İstanbul
17 Ekim 2024 Perşembe
12.5 C
İstanbul
Ana SayfaYazarlar4 Temmuz 1776'dan, 15 Temmuz 2016'ya

4 Temmuz 1776’dan, 15 Temmuz 2016’ya

Malumunuz olduğu üzere 4 Temmuz 1776 Amerikan Bağımsızlık Bildirgesinin yayınlandığı tarih olarak bilinir. Söz konusu bildirge, birleşen eyaletlerin, İngiliz Hükümeti’ne karşı oluşturulan bir belgedir. Bu sebeple bu belge ve arkasında yatan felsefe tüm bağımsız devrimlere, bağımsızlık hareketlerine emsal özelliği taşır.

Kurtuluş savaşı öncesinde manda ve himaye yerine tam bağımsız bir devlet kuran Türkiye devlet aklı, geldiği tarihi süreci sağlıklı okuyamadığı için olsa gerek 18 Şubat 1952’de Kuzey Atlantik İttifakı, NATO’ya üye olarak Amerikan manda ve himayesini kabul etmiş oldu.

Ordu’da yetişen kurmayların Amerika’da Ranger eğitimi almak zorunda kaldığı, istihbarat personelinin maaşını dolar cinsinden doğrudan Federal İstihbarat Dairesi CIA’dan aldığı günler gördük. Her on yılda kanlı, kansız askeri darbelerin yaşandığı, iki darbe arasında kalan beş yıllarda ekonomik darbelere maruz kalan bir ülke imajıyla, sömürülmeyi başarmış olduk. İdeolojilerle kirletip telef ettiği gençliği yanında, parasını ve emeğini de NATO/Belçika karargahına feda eden, böylelikle ABD’nin 51.eyaleti olarak dalga geçilen, uygulamalarıyla kadim devlet geleneğinden kopmuş bir muz cumhuriyeti imajına erişebilmiş olmanın travmasını üzerinden atamayan bir devlet olmuşuz.

Birinci meclisle kurumsallaştıramadığı yeni devlet imajını, ikinci meclis sonrası meydana gelen devrimler, suikastlar, devrim tahrikli isyanları ve İstiklal Mahkemeleriyle zirveye çıkartabilmiş bir devletimiz olmuş.

Beş yaşına basan bir devletin, Takrir-i Sükun adında bir kanunu, bunun sonucunda çıkan isyanları bastırmak için kullandığı irtica isimli bir ucube çocuğu olmuştur.

Bir zamanlar Osmanlı Devlet başkanı olan padişahın kulu olanlar, padişaha kulluğa olan düşmanlıklarını, kendi padişahlıklarını ilan ederek asıl amaçlarının Osmanlı padişahına olan hakaretleri ve saltanat düşkünlüğü olduğunu gözümüze soka soka gösterdiler.

CHP tarafından yasaklanan Arapça ezan okunması yasağını kaldırmak suretiyle, Demokrat Parti’ye ılımlı CHP olarak on yıl yol veren irade, bir başbakan ve iki bakanı asarak sürecini tamamlamıştır. Görüntüde halk adamları asılmış olabilir, arka planda NATO Konsepti gereği Belçika/NATO karargahı asılan üç insandan hoşlanmayarak kansız infazını gerçekleştirmiş oldu.

Dile getirmeye çalıştığımız zaman çizelgesi, 15 Temmuz 2016 gecesi iyi hazırlanmış bir senaryo, hiç bir şeyden haberi olmayan figüran bir millet, her şeyden haberi olan bir Nato-cemaat ve Nato-Devlet eliyle iki yüzden fazla sivil şehit, iki binden fazla sivil gazi, darbeci kimliğiyle kim vurduya giden mazlum er ve erbaşlar biraz harp okulu öğrencisiyle perde kapanmış ve milletin hafızasında THE END ışıkları yakılarak bu iş bitirilmiş oldu.

Oysa 23 Nisan 1920’de açılan meclis, 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyetin ürettiği tüm yapay kutsallar, kurucu irade tarafından yetiştirilen mason nesiller eliyle helva yapılıp yenilmişti.

Zulüm ile âbât olan sistem aldığı ahlar ile berbat olmuş, yetinmemiş olacak ki yanlış yolunda devam ediyor.

Kan ve gözyaşıyla kurulan zulüm sistemine karşı koyarak yetişen muhalif kafalar toplum desteğini alabilmek, fakir Anadolu insanına ümit verip sırtına binerek hedefine varabilmek için Allah ve Peygamber aşkına kullandığı, aziz milletin sırtından, bir iyi bir de kötü polis yaratarak 15 Temmuz 2016 gecesi rolünü oynamış oldu.

Ne Nato’dan, ne ABD’den, ne İngiltere’den kurtulamadığımız gibi Amerikan ordusunun beslemesi lejyonerlerin (paralı askerlerin) Kürt, Türk, komünist, dindar olmalarına bakmadan savaşan bir orduya sahip devlet aklı, parasının gücünü dolardan, ordusunun askerini Pentagon’dan, devlet yetiştirmesi melesinin sarayını Pennsylvania’dan alarak halkının ensesinde boza pişirmeye devam etmiş, baştan beri olan hep halka olmuştur. Kaybeden her zaman milletimizin evlatlarıdır.

15 Temmuz 2016 tarihinin ABD özgürlük günü sayılan 4 Temmuz 1776’ya bir gönderme olduğunu hatırdan çıkartmamalıyız. Bizim ABD’ye isyan etmeden önce her şeyiyle Amerikan malı olan, Amerikan üniversitelerinde okumuş içimizdeki küçük Amerika’ya posta koymamız ve devleti sömürmeyi, millete zulmetmeyi vazife edinmiş amir, memur içimize sinmiş bütün İrlandalıları, karşı bir takriri sükunla darağaçlarında sallandırmamız lazım gelmektedir. Aksi halde bu millet, bu devlete daha çok istiklal marşı yazmak zorunda, daha çok kurtuluş mücadelesi vermek zorunda kalır. Koca imparatorluğu pespaye eden zihin, manda ve himaye kafasının ürünüdür. Söylenecek tek bir söz var, onu da Gazze halkı yüz yıl önce kaldığı yerden söylüyor, Ya İstiklal, Ya ölüm.

Yazarın Son Yazıları

İlgili Yazılar

CEVAP YAZIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler

Son Yorumlar