Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bir riski önceden öngörüp yönetemezseniz kriz anında çuvallarsınız ve birçok şeye geç cevap verirsiniz.” dedi.
“Acil Durum ve Afet: Deprem” temalı Üsküdar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Günleri yapıldı.
Programın açılış konuşmalarını SHMYO Müdürü Prof. Dr. Mesut Karahan, İstanbul İl Afet ve Acil Durum Müdürü Ercan Akar, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk ile Kurucu Rektör ve Yönetim Üst Kurul Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan yaptı. Açılış oturumunun ilk sunumunu ‘Afet Yönetimi’ başlığıyla Afet Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu gerçekleştirdi.
“Kültürel tepkilerimiz afet durumlarında bizi olumsuz etkiliyor”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ülke olarak krizlerle başa çıkma sürecinde kültürel tepkilerimizin önemli bir rol oynadığını belirterek, “Kültürel tepkilerimiz var, bu bizi bu afet durumlarında olumsuz etkiliyor. Bizim kültürel alışkanlıklarımız, özellikle afette krizi yönetme konusunda başarılıyız ama krize hazırlık konusunda başarılı olduğumuzu söyleyemeyiz. Çünkü krize hazırlıktan önce risk yönetimi gerekiyor. Yani bir riski önceden öngörüp yönetemezseniz kriz anında çuvallarsınız ve birçok şeye geç cevap verirsiniz.” dedi.
“Kriz anında risk yönetimi yapılırsa çok daha hızlı hareket edilir”
Kriz anlarında krizi tanımlamanın ve ölçümler yapmanın önemine vurgu yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 6 Şubat depremi olduğunda o bölgede AFAD sorumlularının bile deprem altında kaldığını, herkesin rastgele yardım için iyi niyetle hareket ettiğini, pek çok sorun yaşandığını hatırlattı.
Kriz olmadan önce uygulamalar yapılıp sonuçların değerlendirilmesinin önemine işaret eden Tarhan, “Böyle bir kriz anında risk yönetimi yapılırsa çok daha hızlı hareket edilir ve daha az zayiatla önlem alınmış olur.” dedi.
“İntiharlarda da risk yönetimi var”
İntiharlarda da risk yönetimi ile ilgili ölçeklerin olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Bu kişi intihar edebilir mi? Risk var mı yok mu? İntihar niyeti var mı? İntihar planı var mı? İntihar düşüncesi var mı? Geçmişte intihar girişimi olunmuş mu? Bunları hep ölçüyoruz. Ondan sonra o kişinin riskini belirleyip önlemeye çalışıyoruz. Bunu belirleyemezseniz ummadığınız bir şekilde, kötü şekilde sonuçlanabilir. Bu bütün krizler için geçerli. Bütün mesleklerde var bu. Afet konuşulurken bunu özellikle vurgulamak istedim.” diye konuştu.
“AFAD ile iş birliğinde bir proje yazılabilir”
Üniversite olarak, afet konusunda yapay zeka ile gençlerin projeler geliştirebileceğini ifade eden Prof. Dr. Tarhan, “Büyük veriye yöneten dünyayı hükmetmeye çalışıyor şu an. Büyük veri üzerinden sosyal hareketlilik, ekonomik hareketlilik, parasal hareketlilik hepsi yapılmaya çalışılıyor. AFAD ile iş birliğinde bir proje yazılabilir. Üniversitemizde bilgisayar mühendisliği var, yazılım mühendisliği var. Böyle bir projede AFAD desteklerse biz de gençlerin enerjisi, hocaların tecrübesi ve AFAD’ın birikimleri ile proje hazırlanabilir.” dedi.
Kriz durumlarında aklın kullanımının önemine de dikkat çeken Tarhan, “Krizde aklımızı kullanacağız ve tedbirimizi önceden alacağız. Toplantıdan güzel projeler çıkar diye ümit ediyorum.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Muhsin Konuk: “Bütün insanlarımızın genetik profili çiplere yerleştirilsin”
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Konuk da yaptığı konuşmada, üniversitelerin en önemli görevlerinden birinin de toplumu bilgilendirme görevi olduğunu hatırlatarak, “Bizim millet olarak maalesef sosyal genetiğimizde bazı davranış tiplerimiz var. Bu davranış tiplerinden bir tanesi, mesela bir yere trafik lambası konulacaksa o bölgede birkaç tane ölüm gerçekleştikten sonra bizim aklımıza geliyor oraya bir trafik lambası yerleştirmek. Bu ülke deprem ülkesi. Depremler bu ülkede ciddi canlar aldı. Ancak biz afet olduktan sonra daha çok o afetle ilgili hazırlıklara girmeye başlıyoruz. Halbuki bunları daha önceden yapmamız gerekirdi.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Konuk, son depremde yaşanan kimlik kargaşasına da atıfta bulunarak, “Maalesef insanlarımızın DNA parmak izlerini oluşturmadık ve bunları kimlik kartlarımızın, nüfus cüzdanlarımızın çipine yerleştiremedik. Bence en büyük eksikliklerimizden bir tanesi de bu. Çünkü en son yaşadığımız afette gördük ki insanların maalesef kimlik taramalarını yapamadık.” diye konuştu.
Türk insanı genom projesi yapıldığını, bütün insanlığın genetik yapısında sadece binde birlik bir farklılık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Konuk, “Halbuki o projenin yerine bütün insanlarımızın genetik profili, DNA parmak izi hazırlanıp nüfus cüzdanlarımızdaki çiplere yerleştirilmesi projesi gerekiyor. En önemli eksikliklerimizden bir tanesi bu.” dedi.
Prof. Dr. Mesut Karahan: “Eğitimde 3 ayaklı sistemi benimsedik”
SHMYO Müdürü Prof. Dr. Mesut Karahan yaptığı konuşmada, “Toplamda 59 program ve 7 binin üzerinde öğrenciyle Türkiye’nin en kapsamda Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okuluyuz. Eğitim sistemimizde üç ayaklı bir sistemi benimsedik. Birincisi meslekle ilgili derslerin teorisi, ikincisi teoride gördüğümüz her şeyi laboratuvarda uygulaması, üçüncü ayak da mesleki eğitim ya da yaz stajı.” değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Mesut Karahan, 6 Şubat depreminde binlerce insanımızı kaybettiğimizi ifade ederek, “Okul olarak bundan sonra temamız acil durum, afet ve deprem olsun dedik.” diye konuştu.