İstanbul’da ustasından öğrendiği gümüş işçiliğini 23 yıldır severek sürdüren Mustafa Feyzi Kutlu, büyük bir incelik isteyen mesleğinde çırak yetişmemesi nedeniyle son temsilci olduklarını söyledi.
Gümüş işlemeciliği sanatı, köklü geçmişiyle eski tarihlerden günümüze uzanan bir mirası temsil ediyor. Ancak mesleğe azalan ilgiyle, bu köklü gelenek tehdit altında yaşıyor. Birçok zanaat dalında olduğu gibi gümüş ustalığı da çırak yetişmemesi nedeniyle kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya.
Kapalı Çarşı’da 3 yıl çıraklık yaparak inceliklerini öğrendiği mesleği sürdüren Mustafa Feyzi Kutlu, mesleğin son temsilcisi olduklarını dile getirdi.
23 yıldır emek verdiği mesleğini ustasından büyük zahmetlerle öğrendiğini anlatan Kutlu, bu mesleğin çıraklıktan ustalığa uzanan bir yolculuğu olduğunu ifade etti.
Mesleğini gelecek nesillere aktarmak istediğini vurgulayan Kutlu, mesleki eğitimlerin teşvik edilerek tükenmekte olan sanatlarda insan yetişmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti.
“3 sene boyunca ‘çalış bana, öğren kendine’ prensibi ile çalıştım”
Mustafa Feyzi Kutlu
23 yıldır mesleğini icra ettiğini belirten Kutlu, “2001 yılında Kapalı Çarşı’da çırak olarak başladım. Orada gümüş satış mağazasında çalışırken imalata yönelmek istedim. İmalata yöneldiğim zamanda İranlı bir usta ile karşılaştık ve onun yanında 3 sene boyunca ‘çalış bana, öğren kendine’ prensibi ile çalıştım. Aldığım haftalık harçlıktan yol param haricinde arta kalan parayı biriktiriyordum. Ayda bir defa cep telefonuma 100 kontör atabiliyordum ve ayda bir defa da berbere gidebiliyordum. O zamanlar Çamlıca’da oturuyorduk. Arkadaşlar akşam çay içmeye çağırıyordu. İmkânım olmadığı ve haftalığımdan bir şey arttıramadığım için çay içmeye dahi çıkamıyorduk. Orada 3 sene çalıştıktan sonra mesleğin inceliklerini ustamızdan öğrendik.” dedi.
“Ben ustamın yanında çok cüzi bir harçlıkla çalıştım; gençler gelir gelmez işten ziyade kaç para alacaklarını soruyorlar”
Sektörlerinde çırak yetişmediğinden dert yanan Kutlu, “Gençler bize ilk öğrenmeye veya çalışmaya geldiği zaman ‘haftalık ne kadar alacağını’ soruyorlar. Ben ustamın yanında çok cüzi bir harçlıkla çalıştım. Yaklaşık 3 sene o şekilde çalıştıktan sonra mesleğin inceliklerini öğrendik. Gençler gelir gelmez işten ziyade kaç para alacaklarını soruyorlar. Meslek öğrenme azmi maalesef yok. Burada biraz dijitalleşmenin de etkisi var. Önceden birçok tasarımlar, işler elde yapılıyordu. Biz biraz da alaylı olarak yetiştik. Şu anki gençler bazı üniversitelerde 4 yıllık üniversite öğretimi olarak öğreniyorlar. Onun haricinde ‘geleyim mesleği öğreneyim, sabredeyim, sebat edeyim’ diyen maalesef yok.” şeklinde konuştu.
“Mesleği devam ettiren yok. Biz son temsilciyiz”
Kuyumculuk mesleğinin insanlık tarihi kadar eski bir meslek olduğunu vurgulayan Kutlu, “Dünyada bilinen en eski mesleklerden bir tanesidir. İnsanoğlunun aksesuara olan düşkünlüğü bayağı eskidir. Şu anda mesleği devam ettiren yok. Biz son temsilciyiz. Gelen çıraklar çok fazla durmuyor, sebat ederek çalışmak istemiyorlar. Birazda daha basit işlerde çalışmayı tercih ediyorlar. Maalesef yetişen çırağımız yok. Genel olarak anne ve babaların da biraz teşviki ile herkes üniversite okuma ihtiyacı ve mecburiyetinde hissediyor. Üniversiteyi bitirdiği zamanda maalesef işsizlik ordusuna tekrar bir aday olarak çıkıyorlar. Bu konuyla ilgili yapılabilecek şey; mesleki eğitimin teşvik edilerek, tükenmekte olan sanatlara insan yetişmesi için çalışma yapılabilir.” ifadelerini kullandı.