back to top
14 C
İstanbul
16 Ekim 2024 Çarşamba
14 C
İstanbul
Ana SayfaYazarlarDüşmanın Okları Üzerimdeydi!

Düşmanın Okları Üzerimdeydi!

İmam-ı Şafi’ye sormuşlar; Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?

Demiş ki: “Düşman okunu takip ediniz, o sizi hak ehline götürür.”

Bu gerçekten yola çıkarak diyorum ki, demek ki memleket için güzel işler yapmışız, gücümüz yettikçe inşallah yapmaya devam edeceğiz…

Elhamdülillah çok şükür ki devletimiz, memleketimiz, milletimiz için faydalı işler yaptık ki bu bölücü güruh her daim bize saldırdı, kinlerini kustu, kendilerini aşikâr etti…

Örnek aldığım merhum devlet büyüğümüz, devlet, millet, memleket sevdalısı, dürüstlük ve çalışkanlık abidesi, devlete millete yaptığı sayısız hizmetlerin sonunda çile çekmiş rahmet, minnet, özlem ile andığım Samsun’dan seçilmiş Demokrat Parti Milletvekili Teyfik İLERİ, okuduğu gazetelerde kendisi için iftira atılan haberi görünce kıymetli eşine dönerek “demek ki memleket için hayırlı işler yapmışız” dermiş…

Bu hainlerin iftiralarını görünce ben de diyorum ki, demek ki memleket için güzel işler yapmışız

Ne zaman devlet kademesinde önemli bir göreve talip olsam, büyüklerimizin ve dostlarımızın önerisi ile yüce devletimiz tarafından bir göreve getirilmek istensem sanki birileri, bölücüler, FETÖ artıkları bir yerden emir almışçasına veya bir yerlerden düğmeye basılmışçasına anında hakkımda yalan yanlış haber yayıyorlar.

Ben 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra ilk kez atamayla gelen 16 rektörden biriyim. Hain darbe girişiminden hemen sonra tüm rektörler görevden alınmış haklarında soruşturma yapılarak tekrar atanmıştı. Ben ise görev süreleri dolan rektörlerin yerine soruşturmalardan geçerek Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından atanan 16 rektörden biriyim. Hal böyleyken hakkımızda o kadar yalan haber üretildi ki, ne hain FETÖ’cülüğümüz, ne 28 Şubatçılığımız, ne Sümmehaşa ataistliğimiz-putperesliğimiz ne de faşistliğimiz kaldı.  Çok şükür sadece ve sadece hırsız, arsız, namussuz ya da çalışmadı tembel diyemediler. Çünkü yaptığımız eserler ortadaydı. Evlenmeden önce asistan olarak üniversiteye atanan eşimi bile üniversiteye aldığım iftirasını attılar.  

İftiralar, bireysel olarak hedef alınan kişilere, ilgili kurumlara ve hatta geniş ölçekte ülkeye ciddi zararlar vermektedir. Hele bu iftiralar eski FETÖ artıkları, bölücüler tarafından atılır veya yayılır ise…

Peki bu bölücü güruhun amacı ne? Ne için sürekli böyle iftiraları üretiyorlar veya yayıyorlar?

Tabi ki bunun birçok sebebi olabilir.

“Bölücü” bunlar; ülkenin, vatanın birliğini bozmayı, bölmeyi veya parçalamayı amaçlayan kişiler, gruplar bunlar.  Bu kişiler, etnik, dini, siyasi veya ideolojik farklılıkları kullanarak ayrılıkçı hareketler başlatmaya veya desteklemeye çalışırlar.

Bunların işi gücü vatanperver insanlarla uğraşmaktır. Amaçları ülkeye zarar vermek ve ülkeyi bölmektir, devlet içinde devlet olmak, her kararı kendileri vermek,  insanları korkutarak, yıldırarak, sindirerek, kurdukları korku imparatorluklarını pekiştirmektir.

Hele bunu FETÖ artıklar, kriptolar yapıyorsa, eski güçlerini elde etmek, görevlileri kendileri seçeceği devlet içinde paralel devleti oluşturmak, yeniden söz sahibi olmak, devlet kurumlarını dolayısı ile devleti yıpratmak ve aciz göstermek, kendilerini çok güçlü göstermek, ülkedeki her başarılı işi kendilerinin yapabileceğini, diğerlerinin başarısız olduğunu göstermek içindir. Başarıyı küçümsemek bunların en büyük algı operasyonudur. Çünkü bunlar krizden beslenirler. Kendilerini çok zeki diğerlerini ise onlara hizmetkâr görürler. Çünkü bunları yetiştiren “kendini üstün ırk, diğer insanları da onlara hizmetkâr gören” Siyonist güruh bunları da bu zehirli fikirle mankurtlaştırmış ve yetiştirmiş,  olmayan beyinlerini yıkamıştır.

Peki; hiç alakamız olmadığı halde şahsım hakkında gerçeği yansıtmayan tamamen karalama ve ismimi lekeleme amacı taşıyan para ile “sahte diploma” dağıtan sözde bir üniversitede görev aldığımla ilgili iftira haberi üreten, yayan, kullananın gerçek amacı nedir?

Hele bu haberi yayanlardan biri 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen sonra tutuklanan gazeteci müsveddesi ise buna ne denir? 

-Bu bireysel düşmanlık mı?

-Devletten, devletin kurumlarından onların yöneticilerinden intikam almak mı?

-Yeniden paralel bir devlet yapısı oluşturmak mı? Eskiyi canlandırmak mı? Yeniden güç elde etme çabası mı?

-Ülkenin kurumlarının güvenirliğini sarsmak mı?

-Sanki ülkede sahte işler oluyormuş gibi ülkeyi, hukuku, adaleti yıpratarak yürütmeyi ve denetlemeyi küçümsemek mi?

-Yabancı akıl babalarından halen destek alarak ülkeye zarar vermek mi?

-Ülkenin kurumlarının iftiralarla zamanını, kaynaklarını ve itibarını tüketmek mi?

-Ülkenin kurumları, güven kaybına uğratmak, çalışanlar, paydaşlar ve kamuoyu nezdinde itibar kaybı yaşatmak mı?

-Devletin kurumlarında; verimlilik kaybı, itibar kaybı, politik ve sosyal istikrar kaybı, güven kaybı, ekonomik zararlar, uluslararası itibar kaybı, sosyal huzursuzluklar, yatırım ve ekonomik kalkınmayı engellemek, toplumsal güvensizlik pompalamak, bilim ve eğitim sistemine olan inancı zedelemek mi?

Bence bu güruhun asıl hedefi şahsımdan çok öte bu maddelerin hepsi…

Hedef, Türkiye Cumhuriyetini bölmek ve parçalamak!

Ama kimse unutmasın ki; Allah’ın izni ile bu yüce millet tıpkı 15 Temmuz’da, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında olduğu gibi buna asla izin vermeyecek ve bu devlet inşallah ilelebet payidar kalacaktır.

15 TEMMUZ HAİN DARBE GİRİŞİMİNİ ASLA UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ…

Dolayısıyla bu güruhlarla haklı mücadelemiz azimle, yılmadan, durmadan devam edecektir…

ALLAH  (C.C.) hepimizi bu şeytanların şerrinden korusun…

Yazarın Son Yazıları

İlgili Yazılar

CEVAP YAZIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler

Son Yorumlar