FİLİSTİN KIYÂMININ DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
Yahudi ve Hristiyan din algısında genel geçer bir akide cennetin milenyumda keşfedileceğidir. Îsâ Mesih’in önderliğinde seçkin halk (!) olan Yahudi ve Hristiyanların Deccâlı mağlup edip Kudüs’ü başkent ilan edeceğine inanılmaktadır. Tabii bu esnada bütün şehirler Babil’le özdeş olduğu için yakılıp yıkılacaktır. Tek gaye ise Paradise Lostyani Kayıp Cennet’i keşfetmek ve Cennetin Krallığını kurma hayalidir.
Onlar hayalleri gerçekleştirmek ve sahte cennetlerini keşfetmek vahametiyle bizim cennetimizi cehenneme, baharımızı kışa çevirmek istiyorlar. Yitik Cennet’in gerçek muhatapları ise durumun ciddiyetinden habersiz Babil hayatı yaşıyorlar. Fakat Filistin halkı kendinden olduğunu iddia eden uyuyan soydaş ve dindaşlarına rağmen uyanık bir surette destan yazıyor. Bir dram söz konusu ama bu kıyamın gebe olduğu birtakım inceliklerde mevcut.
Bu kıyama sınırlarımızın çok ötesinde, içten destek verenlerden daha büyük bir desteği yeni bir nesil vermekte. Üstelik sesleri bizim avazımızdan daha gür ve daha samimi.
“Rabbiniz dilerse yaptıklarınızdan ötürü sizi cezalandırarak yeryüzünden siler. Yerinize yeni insanlar getirir.” (Fâtır 35/16)
Yaptıklarımızdan ötürü; Liyakat ve ehliyeti zedelemek, makam ve mevki uğruna kutsalı kullanmak, yola bir çıktıklarımızı geride bırakmak, ilâhî ikazları hiçe saymak, düşmanın övgüsünü dostun tembihinden evla bilmek, şehirleri imar yerine tahrip etmek, medeniyeti tashih yerine tahrif etmek, hak söze lakayt kalmak değil midir? Nutuklarımız İslam’ın hadimliğini söylerken yaptıklarımız dört kitaba muhalif değil mi? Üstelik Allah’ın dininin kurtarıcıları zannediyoruz kendimizi! “Ey insanlar! Allah’a muhtaç olan sizsiniz, O hiç kimseye ve hiçbir şeye muhtaç değildir.” (Fâtır 35/15)
Bir de yetmezmiş gibi böylesine alçak sıfatlara rağmen Allah’ın bizi nimetlendirmesi ve zaferlendirmesini beklememiz ne kadar isabetli? Geminin battığını âmâ görürken, sağır dahi işitirken ne vakte dek görmezlikten geleceğiz? Yaşadığımız siyâsî ve iktisadî buhranın sebebi olan kangren organlarımızdan ne zaman vazgeçeceğiz?
Benliğimizin bizi getirdiği nokta yaratıcının celâlini zorlamış ve “Yerinize yeni insanlar getiririz” tehdidine bizleri maruz bırakmıştır. Bu yeni neslin önderi hiç şüphesiz onurlu ve şanlı bir destan yazan Filistin halkı olacaktır. Batının küllerinden doğan bu yeni nesil, kurgulanan tüm senaryoları son perde yapacaktır. “(Şeytani düzenlerinin yıkılacağını gören inkârcılar) tuzak kurdular. Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların karşılığını en iyi verendir.” (Âl-i İmrân 3/54) Onlar Kayıp Cennet uğruna kurdukları hile ve desiselerinin bedelini nesillerini kaybetmekle öderken nesilleri ise hayat veren kaynakla tanışmakla Yitik Cennet’i bulacaklardır.
Öyle görülüyor ki Batının çocukları için ilâhî yazıtta biçilmiş kaftanlar var. Ama Büyük Doğunun varisi üzerindeki altın pelerinden habersiz. Kendisini yüzüklerin efendisi zannedenlere ise diyecek bir sözümüz zaten yok!
Merak Edenler İçin Tafsilatlı Okuma Kaynakları:
“Paradise” Encyclopaedia Judaica (Detroit: Keter Publishing House, 2007)
John Milton, Milton’s Paradise Lost (Chicago: Charles C. Thompson, 1900)
Sezai Karakoç, Yitik Cennet (İstanbul: Diriliş Yayınları, 2014)
Kaleminize, yüreğinize sağlık kıymetli hocam. Rabbim bizlere, gaflet uykusundan biran önce uyanabilmeyi nasip etsin.