Anadolu topraklarının her bir köşesi ayrı bir güzellik, ayrı bir tarih ve ayrı bir kültürel zenginlik barındırmaktadır. Bu güzellikleri bünyesinde bulunduran yörelerimizden birini bu hafta içinde kıymetli eğitimci, yazar dostum ve büyüğüm Mustafa Uslu hocam ile keşfetme imkânı buldum. Bu güzel yöremiz 1400’lü yılardan itibaren yerleşim alanı olarak kullanıla gelen Kelkit Vadisi içindeki Sivas ilinin Koyulhisar ilçesine bağlı Sugözü köyü. Köye doğru yolculuğumuz İstanbul’dan pazartesi sabahı sabah namazı akabinde başladı. Merkezi İstanbul’da bulunan Sugözü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği başkanı Selami Altuntaş köye yapılacak yolculukta bize eşlik edecek evladı Miraç’ı da almış olarak aracıyla Kayaşehir’e geldi. Kayaşehir’de beni ve eğitimci, yazar Mustafa Uslu hocamı da alarak uzun sürecek olan yolculuğumuz başlamış oldu.
Yol boyunca birtakım ziyaretler gerçekleştirdik. Çankırı Çerkeş kaymakamı Emir Osman Bulgurlu, Kurşunlu kaymakamı Ahmet Yeşilyurt ve Çorum’un Osmancık kaymakamı Ayhan Akpay. Osmancık’tan sonra Amasya iline giriş yaptık. Şehzadeler şehri Amasya’nın tarih kokan yapısını temaşa ettik. Yeşilırmak boyunda bir süre yürüyüş yaptık. II. Beyazıt camisini ziyaret ettik. Amasya tarihiyle ve tabii güzelliği ile insanı büyüleyen bir şehir. Ferhat’ın sevdası uğruna dağları deldiği şehir. Yeşilırmak’ın kendine has yapısı ile insanı etkileyen Amasya, elması ile meşhur olmuş Osmanlı Devleti döneminde şehzadelerin eğitiminde büyük rol oynamış bir şehir. İkindi vaktinde Amasya’dan ayrıldık ve artık Kelkit Vadisi’ne doğru yol almaya başladık. Kelkit Vadisi geniş bir havzayı kaplamakta. Bir yandan Tokat ilinin Erbaa, Niksar ilçelerini kapsayan Kelkit Vadisi’nde yol boyunca seyrederken Kelkit çayı da bize eşlik etti. Kelkit çayının güzelleştirdiği topraklarda yemyeşil bir atmosferin içinde süzüle süzüle Sugözü köyüne ulaştık. Köye vardığımızda akşam ezanı okunmuş vakit geceye doğru ilerlemekteydi. Köyde Selami kardeşimizin ağabeylerinin bize hazırladığı akşam yemeğini yedikten sonra istirahate çekildik.
Ertesi günü civarda gezinti yaptık. Koyulhisar’ın yaylası olan Eğriçimen yaylasına çıktık. Çarşamba günü köyde köyün başta şehirler arası yoldan köye giriş kısmındaki yol sorunu olmak üzere birtakım sorunlarına çözüm bulmak adına davet ettiğimiz Sivas İl Özel İdaresi Genel Sekreteri değerli kardeşim Şakir Öner Öztürk, Koyulhisar kaymakamı Oğuzhan Demir, Koyulhisar belediye başkanı Bora Karakullukçu, İlçe Jandarma Komutanı Mustafa Yel, Orman İşletme Müdür ve diğer yetkililer ile birlikte bir toplantı icra ettik. Akabinde hep birlikte ağaçların arasına kurulmuş olan sofra da yemek yedik, sohbet ve muhabbet ettik. Güzel bir atmosferde geçirdiğimiz program sonrasında da köye ait yaylalarda hoşça vakit geçirdik.
Yayları, bol yeşillikleri arasında her mevsime ait çeşit çeşit meyve ağaçları, özellikle de bölgeye özgü meşhur ceviz ağaçları bulunan Sugözü köyünü sizlere kısaca tanıtmaya gayret edeceğim.
Sugözü, zengin su kaynaklarının yanı sıra tarihi mekanları ve yaylalarının güzelliğiyle insanı cezbeden bir yerleşim yeri. Kelkit Vadisi üzerinde kurulu bulunan Sugözü Köyü, geniş ve engebeli bir arazi yapısı ile Kelkit Vadisi’nden Erdem Kırına kadar uzanmakta. Sugözü köyü, Tokat Reşadiye, Ordu Mesudiye, Sivas Koyulhisar ilçe sınırlarının kesiştiği noktada yer almakta. Köyde daha çok tarım ve hayvancılık yapılmakla birlikte, son yıllarda arıcılık ve seracılık alanlarında da önemli mesafeler kat edilmiştir. Köyün Baş Yayla, Dağ Eksi ve Sorhun yaylalarında yaz aylarında tarım ve özellikle de hayvancılık yapılmakta. Yaylalar, ayrıca su kaynakları ve bol oksijene sahip olmasından dolayı gurbetten gelen Sugözülüler tarafından tatillerini geçirmeleri için tercih edilen yerler olmakta.
Sugözülüler köylerini kaderine terk etmemişler köyde daimî yaşam yılın bütün günlerinde devam etmekle birlikte başta İstanbul’da bulunan ve diğer illerde bulunan gurbetçiler yazın köye gelerek tatillerini, zamanlarını köylerinde geçirmeye özen gösteriyorlar. Bu yönüyle köy Anadolu’da bazı yörelerde rastladığım gibi boş değil adeta hayalet köye dönüşmüş değil. Canlı ve yaşamın devam ettiği bir yer.
1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’nin özellikle Karadeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinden büyükşehirlere göç dalgasının başlaması ile iş imkânı çok fazla olmayan sadece hayvancılık kısmen tarım yapılabildiği Kelkit Vadisi’ndeki bu güzide Sugözü’nden de insanlar büyükşehirlere göç etmişler. Ağırlıkta İstanbul’a gelen köy halkı aralarında dayanışma kurmak adına dernekleşme yoluna gitmişler. Bugün İstanbul Bağcılar’da merkezi bulunan Sugözü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin başkanlığını Selami Altuntaş yürütmektedir. Sugözü köylüleri sadece büyükşehirde dayanışma içinde olamamışlar köylerine de birtakım hizmetlerin gitmesi için gayret göstermişler. İşte bu gayretler çerçevesinde 1974 yılında devlet-dernek iş birliği ile Kelkit Irmağı üzerine köprü yapımını gerçekleştirilmiş, köprü, bahar ve kış aylarında ilçe bağlantısı tamamen kesilen köy için bir dönüm noktası olmuştur. Köprü sayesinde köye ulaşım sağlanmış ve bu yolla Sugözü’nün gelişimi için bir altyapı oluşturulmuştur.
Ayrıca, köy içi yolları genişletme çalışmaları ve mezralara giden yolların ıslah çalışmaları yapılmasının yanında, köy ve dernek iş birliği ile yaptırılan modern sağlık ocağı, doktoru, hemşiresi ve sağlık memuru ile Sugözü ve çevre köylere hizmet vermeye başlamıştır. Ancak şu anda sağlık ocağı faaliyette değildir. Bol su kaynaklarından faydalanmak adına Y.S.E. ile yapılan temaslar sonucu modern bir sulama tesisi köye kazandırılmış, bugün bu sulama sistemi ile köy yeşillikler içinde. Birçok meyvenin de yetiştiği köyde aslında yapılacak çok daha fazla şeyler var. Bunlardan biri belki de en önemlisi burada düzenli ve sürekli sürdürülebilir bir meyvecilik geliştirilebilir. Bu anlamda cazibe merkezi haline getirilip köye dönüşlerin gerçekleşmesi sağlanabilir. Özellikle ceviz yetiştiriciliği daha profesyonel hale getirile bilinir. Gördüğüm kadarıyla köyün gelişimi ve daha yaşanabilir bir yer olması için dernek başkanı Selami Altuntaş inanılmaz bir performans ve gayret içinde çalışmalar yürütmektedir. Köyde devlet erkanının ağırlanarak birtakım sorunların dile getirilmesi ve bunlara çözüm aranması da bu gayretlerinin bir parçası. Köye giriş yolu olmak üzere, köyü ikiye bölen şehirler arası karayolunun üzerinde iki mahalleyi birbirine bağlayan köprüye bir şehit isminin verilmesi çabası da takdire şayan gerçekten.
Sugözü köyünü ne kadar anlatmaya çalışsak bir yanı eksik kalır. Burayı görmek ve burada zaman geçirmek lazım. Yazıyı bitirmeden köyde 2005 yılında yaşanan talihsiz bir olaya da değinmek istiyorum.
Coğrafi yapısı dolayısı ile köy zaman zaman bazı tabii afetler ile karşı karşıya kalmış. Bunlardan birisi, 1939 yılında meydana gelen deprem. Bu deprem de bölgedeki en fazla kayıp Sugözü köyünde olmuştur. Bir diğer felaket ise yürekleri burkan bir olay olarak 17 Mart 2005 tarihinde meydana gelen heyelandır. Bu heyelanda Kuzulu mezrasında 50 hane toprak altında kalırken, burada 15 Sugözülü, hayatını kaybetmiştir. İnşaat Mühendisleri Ankara Şubesi’nin Sivas temsilciliğinde bulunan mühendisler tarafından yapılan saptamalara göre 15-16 bin ton toprak birikiminin kayarak Kuzulu mezrasındaki bütün evleri toprak altında bıraktığı tespit edilmiştir. 17 Mart 2005 Perşembe günü saat 10:30 civarında meydana gelen moloz-çamur akması şeklinde gelişen kitle hareketi sonucunda 15 köylü maalesef toprak altında kalarak vefat etmiştir. İşin acı tarafı bütün gayretli çalışmalara rağmen bu köylüler toprak altından kurtarılamamış ve çıkartılamamıştır. Bugün onların anısına Kuzulu mezrasında bir şehitlik düzenlenmiştir. Ancak etrafı açık olan bu şehitliğin çevresi düzenlenerek daha tertipli bir hale getirilmesi uygun olur diye düşünüyorum. Bu yazı vesilesi ile hayatını kaybeden bütün köylülere rahmet diliyorum.
Eskiden “Eksi” ismiyle anılan ancak Türkçe isim değişikliği ile birlikte zengin su kaynaklarına sahip olmasından dolayı köyün adı Sugözü olarak değiştirilmiştir. Sugözü Köyü’nde evini açarak evinde konaklamamızı sağlayan Feramil Altuntaş’a, sofrasını açan Mustafa Altuntaş’a ve misafirler ile canhıraş ilgilenen Arif Altuntaş’a bizi köye getiren Selami Altuntaş’a, yol arkadaşımız Miraç Altuntaş’a ve bu yolculukta beni yalnız bırakmayan eğitimci yazar Mustafa Uslu hocama ayrı ayrı teşekkür ederim.
Sivas iline 193, Koyulhisar ilçesine 23 Km. uzaklıkta olan Sugözü Köyü, Kelkit Vadisi üzerinde ve Kelkit Çayının suladığı ülkemizin şirin köylerinden biri. Köylerin yaşatılması taraftarıyım Bugün kapalı olan köy okullarının tekrar eğitime açılması taraftarıyım. Eskiden birçok öğrenciyi ağırlayan Sugözü Köyü köy okulu da zil çalıp öğrencilerin eskiden olduğu gibi ders yaptığı teneffüslerinde bahçesinde top oynadığı günlere dönmek istiyor. Sugözü mümbit topraklarında yetişen meyve ve sebzelerin tadına da doyum yoktu.
Son söz köyü için çırpınan köyde daha çok yaşamın olmasını arzulayan bunun içinde gecesini gündüzünü katarak gayretli çalışmalar yapan Sugözü muhtarı Erol Sayan’ı da tebrik ediyor başarılı çalışmalarında Rabbimin yar ve yardımcı olmasını temenni ediyorum. Şunu da belirtmeden geçmeyeceğim Sugözlüler çok misafirperver ve candan insanlar.