back to top
5.4 C
İstanbul
23 Kasım 2024 Cumartesi
5.4 C
İstanbul
Ana SayfaYazarlarMetafizik Bir Ritüel Olarak Kurban

Metafizik Bir Ritüel Olarak Kurban

Kurban, semavî ve ilken dinlerin en önemli ritüellerindendir. Her ne kadar seküler anlayışın dayattığı hayat modeli içerisinde kurbana yer olmasa da taşıdığı engin anlamı ve metafizik değeri asırlarca bu ritüelin icrasına vesile olmuştur. Dinimizde ilk örneğini Hz. Âdem’in oğullarıyla gördüğümüz, Hz. İbrahim’in ve Hz. İsmail’in teslimiyeti ile öğrendiğimiz ve Hz. Peygamberin fiilleri ile özümsediğimiz kurban ibadeti, sembolik ve metaforik birçok anlam taşımaktadır. Bu minvalde edebiyat kültürümüzde yer alan can-canan ilişkisini kurban bağlamında Hatırlat! Çünkü hatırlatma müminlere fayda verir.” (Zâriyat 51/55) ayeti gereğince arz etmeye çalışacağız.

Merhum Âşık Çelebi (1519–1571) bir beytinde hacda kurban kesmenin sevabını dile getirmiş ve cananın mahallesini tavaf etmekle canı feda etmenin hakiki kurban olduğunu söylemiştir;

Tavf-ı kûy-ı yârda ‘âşık fedâ kıl cânunı

Hacda kurbân itmenün gâyet sevâbı var imiş.

(Ey âşık, hacda kurban etmenin sevabı varmış,

Sen de sevgilinin mahallesinin tavafında canını fedâ et.)

Beyitteki her bir lafız üzerinde ince düşünmek ve ihtiva ettiği derin manaları keşfetmek gerekmektedir. “Hacda kurban sevaptır”ile kastedilen amellerin zahirine ve mükafat-ceza ilişkisine delalet etmektedir. “Sevgilinin mahallesi” ile kastedilen nazargâh-ı İlâhi (Allah’ın bakarak tecelli ettiği) kalptir. Bu mahal için Allah, “Ne yere sığarım ne de göğe! Ancak mü’min kulumun kalbine sığarım”buyurmuştur. Bu mahali temiz tutmak, ihtiras ve şehvetle harap etmemek gerekmektedir. “Sevgilinin mahallesini tavaf”etmek ise kalbî yolculuktur. Maddeden manaya seyirdir. Eserden müessire nazardır. Mahluktan Hâlik’e geçiştir. Hepimiz bu tavafla meşgul olmalıyız. Dünya için verdiğimiz mücadelenin onda birini bu meşgaleye verirsek dünyamızda mamur olacaktır, ahiretimizde. “Tavafında canını fedâ et” ise bu yolda yok olmak, kül olmak, fenâ olmaktır. Yani İlâhî yola kurban olmaktır, canan için candan geçmektir. İlâhî emri minhac edinmektir, Kitabullah’ı rehber kılmaktır. Beşerî ürünleri hayat veren İlâhî kaynağa tercih etmemektir.

Şimdi sözleri toplayacak olursak önümüzde eda etmemiz gereken iki kurbanımız var. Birincisi gayet sevap olan bir ibadet olarak zahiri kurban, diğeri ise onunla beraber kendimizi hak yoluna kurban etme olgusu. İlki birkaç liraya yapılabilecek bir ibadet, ikincisi ise bedeli nefis olan bir ibadet… İlki bir nevi ruhsatla amel, ikincisi ise bir nevi azimetle amel… Tüm bu yönleriyle baktığımızda modernite kabul etsin veya etmesin, kurban metafizik boyutuyla bizlere irşat etmektedir.

Netice-i kelâm; kurbanımız nefsimiz olsun, kurban ettiklerimiz ise zaaflarımız… Dağıttığımız sevgi olsun, dağıtılan ise muhabbet… Şimdiden kurbanlarımız makbul olsun, Kurban Bayramımız mübarek olsun…

Yazarın Son Yazıları

İlgili Yazılar

CEVAP YAZIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler

Son Yorumlar