back to top
19.7 C
İstanbul
16 Ekim 2024 Çarşamba
19.7 C
İstanbul
Ana SayfaYazarlarSokakların Köpekleri, Köpeklerin İnsanları, İnsanların Sokağı

Sokakların Köpekleri, Köpeklerin İnsanları, İnsanların Sokağı

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.
Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak…
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.
Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar, birinden kir.

Ne zaman içinde insan geçen bir yazıya, bir söze başlasam hemen Üstadım Necip Fazıl’ın Sakarya Türküsü şiirinin bu dizeleri dilime takılıyor.

Tarih ideolojilerin toplumları nasıl yaşattığını ve nasıl öldürdüğünü savaş tarihi üzerinden bize anlatmaya çalışır. Ben savaş tarihini, tarih felsefesi üzerinden okuması taraftarıyım.

İdeolojilerin toplumları kirlettiğini, toplumdan bireye taşıdığı kirlenmişliği var edebilmek adına yaşayan tüm kadim değerleri yok etmek için önce toplumlar nezdinde düşmanlaştırıp, savaş açarak insanın; önce ruhunu, arkasından bedenini ve son olarak da insan neslini yok etmeyi hedeflemiştir.

Âdem soyunun yaptığı ve yapmaya devam ettiği çılgınlıklar, meşhur temel fıkrasında anlatıldığı üzere, şeytanın aklına bile gelmeyecek türden içeriğe sahip olduğu için kelimeler derdimizi anlatmakta kifayetsiz kalmaktadır.

Sözün gücü, kelimenin tesiri, suyun kaldırma kuvveti kadar hakikattir ve etkilidir. Hakatini ve tesir gücünü kaybetmiş olan suyun kaldırma kuvveti tabiatta ne kadar etkiliyse, gücünü kaybeden kelimeler, etkisini yitiren cümlelerde uzayda aynı anlam ve etkiye sahiptir.

Bir zamanlar kadın hakları üzerinden mukaddes olan dişi insan cinsini sermaye edinilen vahşi batı, vahşetine hız kesmeden bu çağda da devam ediyor.

Önce Amerika’da Kızılderilileri, Avustralya’da Aborjinleri katletmiş, yetmemiş zencileri Güney Afrika ve Amerika’da köleleştirme yoluna giderek, sırf deri renginden ötürü kendi cinsine toplu katliamlara vardıran işkenceleri reva görmüştür.

İnsan vahşetinde öyle alçaklıklara imza atmış, öyle katliamlara iştirak etmiş ki Endülüs’te Müslüman ve Yahudilere zulmetmeyi fazilet olarak anlamıştır.

Bugün Gazze halkı özelinde Filistin, Suriye halkına uygulanan zulüm ve katliamlar, bir dönem Irak ve Suriye’de Kürtlere, Türkiye’de sırf Müslüman oldukları için devlet eliyle Kürtlere ve Türklere uygulanmıştır.

Şapka takmadığı için idam sehpalarına çıkartılan, darağaçlarında sallandırılan âlimlerimiz vardır bu coğrafyada.  Vatan haini muamelesine layık görülmüş binlerce vatan evladı, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra kendi evlatları eliyle asılmıştır. Hal böyle olunca 15 Temmuz 2016 tarihinde cereyan eden din soslu darbe ihanetini nereye yazalım?

Bu hafta haberler İstanbul,  Fatih’te melekeleri zayıf bir vatandaşımızın sokak köpekleri tarafından ağır yaralandığını ve hastanede hayatını kaybettiğini bildirdi.

Tarih okuyanlar bundan elli sene sonra bu konuya sosyolojik olarak nasıl bir yorum getirecekler bilemiyorum. Bildiğim,  tarih felsefesi içinde konuyu ele alanlar, bir değerlendirmeye başvurduklarında bu gün yaşayanlara ağız dolusu sövecekleridir.

Geçmişte yaşanan zulümleri engellemeye imkânlarınız el vermedi, arada cereyan eden zulümleri engellemeye gücünüz yetmedi. Kadın cinayetlerine her türlü imkâna rağmen son veremediniz. Gazze zulmüne cesaretiniz, askeri ve diplomatik gücünüz elvermedi, kurmay zekânız bu konuda yetersiz kaldı. Tüm bu mazeretlerinizi kabul ettim.

Kabul edemediğim sokak köpekleri konusuna son on yıldır niye bir çözüm üretemediniz ve meseleyi kangren haline dönüştürdüğünüz? Sizin çıkarlarınız bu konunun neresinde saklı?

Korona pandemisi başlamadan Almanya’dan maske, bone makinası getiren üst düzey kamu görevlilerinin varlığını işitmiştik. Sokak köpekleri meselesi acaba maske meselesi gibi birilerinin canını yitirmesine sebep olurken birilerinin bu işten zenginleşmişine mi sebep olacak?

Ya da iç kamuoyuna enflasyon, faiz sarmalında alıp bir üst seviye olan kıtlık ve savaş senaryolarına evirip yapılan iğrençliklerin, işlenen suçların, yenilen haramları perdelenmesinde mi kullanılacak?

Ey En kara, ey yönetenler biliyorum işiniz çok zor lakin millet hazinesinden karşılığını, makam, çakarlı araç, emrinizde uşaklar olarak alıyor olmalısınız. Hal böyle olunca sokaklardaki köpeklerinize sahip çıkmanızı rica ediyoruz. İnsanların sokaklarını sahip olamadığınız köpeklerin işgalinden kurtaramazsanız, köpeklerin işgal ettiği sokakları insanlardan kurtarmak zorunda kalacaksınız. Tıpkı Gazze’de olduğu gibi bizim sokaklarımıza köpekler hâkimiyet kuracak.

Tıpkı maymunlar cehennemi filmindeki gibi yönetime köpekler el koyacak. Yasaları köpekler yapacak. Sokaklarımız Köpekler Cehennemine dönüşecek. Sonra köpeklerden insan olarak taleplerimiz olacak

Lütfen, insanları koruma altına almalısınız. Barınaklarda aşılarını yaptırmalısınız. Sağlıklı ve pahalı gıdalarla beslenmelerine dikkat etmelisiniz. Düzenli sağlık kontrolünden faydalanmaları için ortam hazırlamalısınız. Sokak insanlarına sahip çıkmak, sokak insanlarına yaşam hakkı tanımak köpekler tarafından vazife edinilmelidir. Sevgili köpekler unutmayın sokak insanları da can taşıyor. Hem tanrının bize emanetidir bu insancıklar.

Şeklinde taleplerimizi sıralamak zorunda kalmamak için Sakarya Nehri gibi kıvırmadan bir an önce hak adına, hakikat adına, ahlak adına insana sahip çıkalım. Aksi halde bir dahaki seçimlerde siyaset insan olmayanlardan oy istemek zorunda kalabilir!

Yazarın Son Yazıları

İlgili Yazılar

CEVAP YAZIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler

Son Yorumlar